Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü!
Gazetecilik, başkalarının sorunları yazmaktan, kendi sorunlarını dile getiremeyen garip bir meslek. Bu özel gün nedeniyle özellikle yerel gazetelere ve yerel haber sitelerine şöyle bir göz gezdirdim. Kimse kendi sorunlarını dile getirmemiş. Kimileri diyebilir senin üzerine ne vazife? Kim ne diyecekse desin çünkü, bu mesleğin içinden geliyorum. Herkesçe de bilinen ancak, nadir dile getirilen gazetecilik mesleğinin sorunlarını bu özel günde de dile getiremeyecekse zaman dile getirilecek?
Henüz resmi bir rapora konu olmasa da; Türkiye’de yüzlerce gazete kapandı, gazetelerin tirajları düştü ve binlerce gazeteci işsizler kervanına katıldı. Son yıllarda Türkiye’nin önde gelen gazeteleri bile artan maliyetler ve düşen reklam gelirleri nedeniyle gazetelerinin kapısına kilit vurmak zorunda kaldı. Artan maliyetler nedeniyle yüzlerce gazete kağıt baskıya veda ederken, Türk gazetecilik tarihinin köklü gazeteleri bile kağıt baskıyı bitirerek, bazı gazetelere ek yapıldı. Gazete ve dergilerin tiraj kaybı yüzde 50’leri geçti. Resmi ilan ve reklam bedellerinde de önemli gerilemeler var. Türkiye genelinde yaşanan sorunların aynısı bölgemiz Karaman'da da yaşanıyor. Gazetelerin ve gazetecilerin var olan ve özellikle bilinen sorunları bu özel günde dahil hergün paylaşılsa yeridir. Çünkü, basın sektöründe yaşanan sorunların bir an önce çözümlenmesi, sürekli itibar kaybeden basın mesleğinin gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu mesleğe geçmişte yıllarını vermiş bir gazeteci olarak, gazetecilerin hak ettikleri güvencelere kavuşturulması gerektiğini savunanlardan birisiyim çünkü, gazeteciler; demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Demokrasilerde şeffaf ve güvenilir bilgiye erişim yaşamsal önemdedir. İfade özgürlüğü ve özgür basın, çağdaş, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. İfade ve basın özgürlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik, çağdaş toplumların ve demokrasinin temel direkleridir. Bunlar sadece basının ve gazetecilerin değil, tüm toplumun meselesidir. Bu özgürlüklerden yoksun bir toplumun ilerlemesi mümkün değildir.
Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır. Günümüzde böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır. Nasıl ki, bir mesleği yapmak için belirli şartlar, koşullar varsa gazetecilik mesleğini yapacak kişilerde de belirli şartlar ve koşullar aranmalı. Bu meslekte hala geleneksel metodlar çok etkili. Bu sektörde ‘alaylı’ gazetecilerin sayısı oldukça fazla. Ve onların bu sektöre katkısı inkar edilemez. Onları da dışlamadan içine alan kesinlikle bir düzenleme şart. Nasıl ki, ustalık belgesi olmayan berberlik yapamıyorsa, avukatlık ruhsatı olmayan avukatlık yapamıyorsa, gazetecilik belgesi ve ruhsatı olmayan da gazetecilik yapamasın.
Gazeteciliğin diğer mesleklerden farkı, gazeteciliğin toplum için yapılıyor olması. Gazetecilik için etik kısmı en önemli olan. Çünkü toplum yararı güdülmesi gerekiyor. Herkesin bunu biliyor olması gerekiyor. Kamu yararı güdülen diğer meslekler kadar önemli bir meslek gazetecilik. Ancak, toplum bilinci o kadar gelişmiş değil. Şu anda gazeteciliğin daha az tercih ediliyor olmasının sebebi de şu anda bu bilincin gelişmemesinde yatıyor. Günümüzde mesela insanlar hekimliğe çok önemli bir meslek olarak bakıyor; çünkü insanlara yardım ediyor, insanları iyileştiriyor. Sizi iyileştirdiği zaman çok büyük bir minnet duyuyorsunuz. Ancak insanlar gazeteciliğe bu açıdan bakmıyor. Aslında gazetecilik de bu kadar kutsal bir meslek. Toplum faydası güttüğü zaman, toplumun gelişmesini sağladığı zaman bir hekim kadar değerli.
Bu anlamda basınımız, kamuoyunun adeta gözü, dili, kulağı ve sesidir. Gazeteciler, ilimiz ve ülkemiz genelinde büyük bir özveriyle, bazı bölgelerde ise her türlü tehlikeyi göze alarak, birer fedakârlık abidesi gibi canları pahasına görevlerini yapmaktadırlar. Ülkemiz ve yerelde Karaman'ımızın sorunlarının kamuoyuna aktarılmasının yanı sıra çözüm önerileriyle de toplum mekanizmasının daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olan basın mensuplarımızın yorum ve görüşlerinin çalışmalarımıza sağladığı faydalar inkar edilemez. Basın emekçilerimizin bu yüksek anlayışla görev yaptıklarına inanıyorum. Çalışan gazetecilerimizin rahat çalışma koşullarına sahip, emeğinin hakkını alabildiği, kendini geliştirebildiği bir basın ortamına kavuşmaları en büyük dileğimdir. Bu düşünceler ile mesleğe başladığım 1987 yılından beri daima birlikte olduğumuz Basın Mensubu Kardeşlerimin ve bu mesleğe geçmişte büyük emekler vermiş ustam dediğim gazeteci abilerimin, ablalarımın "Çalışan Gazeteciler Günü" nü kutluyor, aileleri ile birlikte sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimi sunuyor, görevlerini yaparken yaşamlarını yitiren basın çalışanlarını, basın şehitlerini rahmetle yad ediyor, tüm basın çalışanlarımıza selamlarımı ve başarı dileklerimi iletiyorum.
Tekrar tüm Basın Camiasının gününü kutluyor, sağlık sıhhatle bu Kadim Şehir’de nice güzellikleri birlikte yaşamayı Yüce Mevladan diliyorum.