SAVAŞA DEĞİL, SEÇİME GİDİYORUZ…

TAKİP ET

Partilerin aday listeleri YSK'ya verildi ve seçim süreci resmen başladı

Partilerin aday listeleri YSK'ya verildi ve seçim süreci resmen başladı. Bu ülkenin bir ferdi olarak sürecin kazasız belasız sürmesinden yanayım. Bu seçim sürecinde en büyük sorumluluk siyasilerimize düşüyor. Siyasilerimiz savundukları fikirlerini demokratik yarış içinde kırmadan dökmeden ayrıştırmadan yapmalı.

Hepimizin malumu olduğu üzere ülkemiz önemli bir süreçten geçiyor. Gereksiz gerginlik ve polemikleri kaldıracak durumda değiliz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamandayız. Ülke olağanüstü bir durumdan geçiyor. Herkes hassas olmalı. Birbirimizi kucaklamalıyız. Artık sert söylemlerden vazgeçmeliyiz. Bu ülkenin gerginliğe değil, dinginliğe ihtiyacı var. Şu anda ülke tam savaş halinde değil, ama yarı savaş halinde. Ortadoğu'da, Suriye'de Irak'tayız. ABD ile neredeyse her gün kriz yaşıyoruz. Etrafımızda neredeyse dost diyeceğimiz hiç bir ülke yok. Yunanistan adalarımıza her gün tacizde bulunuyor. Daha sonra nerede olacağımız belli değil. Bu ülke bunu hak etmiyor. Bu ülke zengin bir ülke. Bu ülke de bir mozaik var. Alevi'si, Sünni'si, Türk'ü kürdü, lazı, Çerkez'i, Ermeni'si, Yahudi'si bu ülkenin içerisinde yıllardır kardeşçe beraberce yaşamışlar. Artık aile olmuşuz. Fakat bazı dış güçler boş durmuyor. Bu emperyalist ülkeler elbette ki, ülkemizin üzerinde büyük oyunlar oynuyor. Bunu bilmeyen yok. Burada çok uyanık olmalıyız. Herkese görev düşüyor. Esas görev ise bizi yöneten yetkililerimizde ve siyasi partilerde. Televizyon ekranlarında müthiş bir gerginlikler yaşanıyor. Bu gerginlikler ülkenin hayrına olmaz.

Sabah Gazetesinin köşe yazarı Mehmet Barlas 23.Şubat 2019 tarihli köşe yazısında, son günlerde siyasi arenada yaşanan gerginlikler konusuna değinmiş. Barlas yazısında diyor ki, ''Siyaseti sonunda bir gerginlik ve bir kavga mesleğine dönüştürdük. Öyle bir gerginlik ki bu, hiçbir konuda asgari müşterekleri bulmak mümkün değil artık. Çok partili siyasetin yönetim araçlarından biri olan koalisyon kurmak, bu ortamda söz konusu bile değil. Demokratik siyasetin vazgeçilmez öğeleri olan siyasi partilerin böylesine kırıcı bir kamplaşma içinde birbirlerinin adeta düşmanı olmaları kabul edilemez. Aynı görüşte olanların birbirleri ile dayanışmalarına aracı olacak ittifakların kamplaşmayı körüklemeleri ise gerçekten çok yanlıştır.'' Bence çok haklı ve çok güzel bir tespit.

Siyasette yaşanan gerginlik, ülkenin içine atılan bir dinamittir ve bu ülkeye yapılabilecek büyük bir kötülüktür.
Bu tür ayrışmalar sorunları çözmek yerine zorlaştırır. Ülkemiz zaten yeterince gergin, ekonomik sıkıntılar, işsizlik terör hepsi var ülkemizde... Bunlarla uğraşalım, önce bunları çözelim, Varsın seçim yapılsın. Kim kazanırsa kazansın ama ülkemiz kazansın halkımız kazansın. Mademki demokrasi var herkes çıkacak sonuca saygı duymalı. Mademki demokrasi var halk ne derse o olacak. Polemik yapmaya gerek yok... Eğer ki, siyasi taraflar söylemlerine dikkat etmezler, kendilerine göre en doğruyu demokrasi içinde anlatma yerine, yenme yenilme yaklaşımı öne çıkarsa, bu seçimin sonucundan kaos çıkar.

Özellikle, vatandaşlarımıza buradan bir çağrım olacak. Herkesin kendine göre bir siyasi görüşü vardır. Kendi aranızda siyasi tartışmalar yapabilirsiniz, bu tartışmaları yaparken birbirinize tahammülünüz olacak. Eğer karşı da ki kişinin sözlerine görüşlerine saygı duymazsanız, karşıdaki kişiden de saygı bekleyemezsiniz. Bizim taraf olduğumuz siyasi partiler Ankara merkezde kendi aralarında çok sert tartışmalar yapabilirler bizi onların tartışmaları bağlamamalı.

Şu seçim sürecinde sosyal medyada bazı paylaşımlara ve yorumlara bakıyorum da. Genelde politik tartışmalar yüzünden hakaretler ve aşağılamalar görüyorum. Bu durum gerçekten çok üzücü. Öyle büyük laflar,hakaretle ediyoruz ki birbirimize, sanki bir daha yüz yüze bakmayacağız. Hiç kimseyi desteklediği partiden ya da desteklediği adaydan dolayı yadırgamıyorum. Elbette, herkesin desteklediği aday ya da parti olacaktır. Bundan doğal ne olabilir ki, Biz diyoruz ki, parti yüzünden aday yüzünden birbirimizi kırmayalım. Yazacaksak yorum yapacaksak ölçülü olalım. Yarın, seçim bitince… 'koyun' dediğiniz insanla yan yana çalışacaksınız. Ayyaş dediğiniz arkadaşlarınızla birlikte öğle yemeği yiyeceksiniz. Ahmak dediğiniz akrabanızla telefonda görüşüp hasret gidereceksiniz. Dinsiz dediğiniz ahbabınızla ortak dualar edeceksiniz değer mi? Arkadaşlar, hepimiz ekmeğimizin peşindeyiz kimse kimseyi kırıp dökmesin neticede birbirimize ihtiyacımız var, yarın başına bir iş geldiğinde senin derdine ilk önce; eşin, dostun, yakınların, komşun, sevdiklerin, koşar. Bugün peşinden koştuğun, onun için pek çok dostunla karşı karşıya geldiğin aday yarın seni tanımaz bile, bunu unutma. Tüm grup dostlarımdan dileğim o ki kimse kimseyi kırıp dökmesin, birbirimize ihtiyacımız var.
Veysel GÖKTEKİN