VEYSEL GÖKTEKİN YAZDI: SOSYAL MEDYA VE KİMLİĞİMİZ

TAKİP ET

VEYSEL GÖKTEKİN Bilindiği gibi sosyal medya hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda


VEYSEL GÖKTEKİN


Bilindiği gibi sosyal medya hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda. Sosyal medyanın önemi birçok alanda artarken; iş hayatında da paralel bir artış gösteriyor. Yapılan araştırmalara göre; her 10 şirketten yedisi işe alım sürecini sosyal medya üzerinden yürütüyor. Bunun yanı sıra iş arayan her 10 kişiden beşi bu aşamada sosyal medyaya yöneliyor. İşe alımlarda sosyal medya önemli bir referans görevi görüyor.


Özgeçmişlerde verilen bilgilerin doğruluğu, İnsan Kaynakları departmanı tarafından sosyal medya hesaplarından kontrol edilebiliyor. Adayların kişisel bilgileri dışında sosyal medya kullanım alışkanlıklarında sergilenen tutum büyük önem arz ediyor. Popüler sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, beğeniler hatta takipçilerin, takip edilen kişilerin nitelikleri bile İnsan Kaynakları tarafından incelenebiliyor.


Sosyal ağlardaki paylaşımlarınız sadece şirketleri değil, devlet dairelerini de ilgilendiriyor. Özellikle polis, jandarma gibi devlete bağlı güçler ya da sosyal kurumlar çeşitli sebeplerle hesabınızı takip ediyor olabilir. Eğer isminiz herhangi bir sebeple, herhangi bir devlet dairesine gitmişse, ilk baktıkları yer sosyal medyadaki hesaplarınız… Eğer paylaşımlarınız herkese açıksa, arama izni gerekmeden size ait bilgileri kullanmalarına müsaade etmiş oluyorsunuz. Size ait herhangi bir bilginin size karşı kullanılması da bir suç unsuru oluşturmuyor. Kendinizi etiketlediğiniz her yerden size ulaşabilme hakkına sahipler. Sosyal medya kaynaklı yapılan tutuklamaların sayısı da artmış durumda. Sosyal ağlardaki hesaplarınızda yaptığınız her paylaşım kanıt olarak kullanılabiliyor.


Bizdeki yaygın olan sosyal medya kullanıcılarını da Aksaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Yıldız hocamız şöyle özetlemiş:


'Sosyal medya aynı zamanda dijital bir kimliktir. İdeoloji artık kitaplardan değil sosyal medyada dönüp duran bir kaç satırlık yazılarla şekilleniyor. Eskiden insanların saçı, sakalı, bıyığı, favorileri ve kıyafetleri vs kimlik olarak lanse edilirken günümüzde buna baskın bir şekilde sosyal medya hakim oldu. Hemen herkes her konuda fikir sahibi olmaya başladı. Bu güzel bir şey gibi görünse de, aslında en fazla bir kaç satır okumaya tahammülü olan, gerçeği araştırmadan bizden diyerek paylaştığı küçük özlü söz platformuna üye olmaktan başka birşey değil. Eskiden kitap okuyan nesil sonra kitap özeti okumaya başladı. Şimdi ise sadece googledan bakıp fikir sahibi oluyor. Konunun başında geçen dijital kimlik nedir. Aslında hiç görmeden konuşmadan sadece paylaşım ve beğenileri üzerinden değerlendirdiğimiz kimlikler.... Yani üç ay önce sol cenahtan olan biri üç ay içinde sağın en koyusuna geçebiliyor, cami görmemiş adam imamlık yapabilecek düzeye erişebiliyor. İnsanımız olduğu gibi değil idealize ettiği gibi bir profil çiziyor. Yani dijital süretler... Oturup konuşmak, müzakere etmek akıl yormak yerine karşısında olan, farklı fikirde olan insana senin derdin nedir, neyi savunuyorsun demeden linç etmeye başlıyor. Şimdi yaptığımızı tersten düşünelim. Aynı şey bize yapılsa ne hissederiz ki yapıldığı dönemler oldu. Hayat gerçektir. Sosyal medya sanal. Bence biraz gerçekçi olmak gerek. En kötüsü de ne biliyormusunuz. Askerliği bile bedelli yapan adam Ömer Halisdemir paylaşımları ile kolayca vatansever Reis fotoğrafları ile Akpartili, azıcık muhalefet eden hain, biraz sert olursa terörist olabiliyor. Peki gerçek böylemi? İşte sanal kimlik, dijital kimlik ne derseniz deyin gerçeği yansıtmıyor. Gelin önyargılarımızı bir kenara koyalım. Devlet hepimizin devletidir. 15 Temmuzda sokağa çıkan farklı farklı meşrepteki insanlar gibi aynı denize dökülen nehirler gibi birbirimize destek olalım. Saygılı olalım. Hakaret etmeyelim. Allah devletimize zeval vermesin. Bizleri münafıklıktan, hainlikten, riyakarlıktan, korkaklıktan ve zalimlikten muhafaza buyursun.'(MY)


Size tavsiyem, sosyal medyayı kullanırken dikkat edelim; kariyerimize bariyer kurmayalım.