Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunmasına rağmen pek çok farklı kültürü ve tarihi değerleri bünyesinde barındıran özel bir şehirdir. Zengin geçmişiyle dikkat çeken Elazığ’da, kentin insanlarına özgü “Gakkoş” ifadesi sıklıkla kullanılır. Bu kelime, kardeşliği ve samimiyeti temsil eder, dolayısıyla herhangi bir etnik ayrım taşımaz. Aşağıda, Elazığ’ın etnik çeşitliliği, tarihi kökleri ve 1927 yılı nüfus verilerinin ortaya koyduğu sosyo-ekonomik duruma ilişkin temel bilgilere değineceğiz.
Elazığ’ın Etnik Çeşitliliği Nasıldır?
Elazığ’ın etnik açıdan çeşitlilik gösterdiğini belirterek başlayalım: Bu şehirde Türkler, Zazalar ve Kürtler bir arada yaşar. Her ne kadar Doğu Anadolu Bölgesi’nde konumlansa da Elazığ, diğer bazı illere nazaran Kürt nüfusunun daha az olduğu bir şehirdir. Belirli ilçelerde Kürt nüfusu daha yoğunken, merkezde Türk nüfusu çoğunluktadır. Aynı şekilde çeşitli ilçelerdeki köylerde Zaza nüfusu ağır basmaktadır. Kentin genel demografisi, eski dönemlerde Balkanlar ve Kafkasya’dan gelen Türk göçmenleriyle daha da çeşitlenmiştir. Dolayısıyla Elazığ, farklı kültürleri içinde barındırarak gerçek bir kültürel mozaik oluşturur.
Harput’un Geçmişten Günümüze Önemi Nedir?
Bu sorunun yanıtı net: Elazığ’ın tarihsel köklerini Harput şekillendirmiştir. Milattan önceki dönemlerden itibaren pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Harput, Selçukluların Anadolu’ya girişinden sonra Türklerin kontrolüne geçerek stratejik bir merkez haline gelmiştir. Selçuklu ve Artuklu gibi beylikler döneminde güç kazanan bölge, daha sonra Akkoyunlu ve Osmanlı hâkimiyeti altında önemini korumayı sürdürmüştür. 19. yüzyılın sonlarına doğru Harput’tan Elazığ’a doğru bir yerleşim kayması yaşanmış ve modern şehir yapılanması Elazığ’da gelişmiştir. Böylece Elazığ, tarihi birikimini Harput’tan devralarak günümüze taşıyan bir kent konumundadır.
1927 Yılında Elazığ’daki Sosyo-Ekonomik Durum Nasıldı?
Bu tarihte yapılan ilk cumhuriyet dönemi nüfus sayımı, Elazığ’ın ağırlıklı olarak tarıma dayalı bir ekonomik yapıda olduğunu göstermektedir. Rakamsal olarak yanıt vermek gerekirse, 1927 yılında ilin nüfusu yaklaşık 140 bin civarındadır ve nüfusun %81’den fazlası kırsal bölgede yaşamaktadır. Tarım ve hayvancılık en temel geçim kaynakları olup, okuryazarlık oranının %4.85 gibi çok düşük bir seviyede kalması, eğitime yatırımların yetersiz olduğunu açıkça ortaya koyar. Ayrıca sanayi ve ticaret sektörleri sınırlı kalmış, işsizlik oranı ise bir hayli yüksek seyretmiştir. Dil dağılımına bakıldığında Türkçe çoğunluğu oluştursa da Kürtçe ve Zazaca konuşan kesimler de dikkat çeker. Genel olarak 1927 yılındaki veriler, Elazığ’ın ekonomik ve kültürel alanda gelişebilmesi için büyük atılımlara ihtiyaç duyulduğunu kanıtlar.
Tarihî kimliğiyle öne çıkan, çok çeşitli etnik grupları bir arada barındıran ve “Gakkoş” ifadesiyle samimi bir kültüre sahip olan Elazığ; zengin geçmişinden günümüze kadar köklerini koruyarak, Doğu Anadolu Bölgesi’nin önemli merkezlerinden biri olmayı sürdürmektedir.