Yıllarca lokanta ve kıraathane olarak kullanılan şu anda da kaderine terk edilen Karamanoğullarının en önemli eserlerinden ve Karaman'ımızın simgelerinden Hatuniye Medresesi için Usta Gazeteci Ahmet Tek'den Öneri:Ya İlahiyat’a Ya Kadınlara...Hatuniye Medresesi’nin kullanımı için iki öneride bulunan Ahmet Tek, karamandan.com haber sitesinde kaleme aldığı köşe yazısında medresenin dününü ve bugününü ayrıntılı olarak anlatarak medresenin atıl vazietten kurtarılması çağrısını yaptı.Hatuniye Medresesini gündeme taşıyan Ahmet Tek'in bugünkü köşe yazısı şöyle: Nefise Melek Hatun, Karaman’a gelen ilk padişah kızıydı. 1359’da Bursa’da doğdu, 1400’lerde Karaman’da vefat etti. Murat Hüdavendigâr ve Gülçiçek Hatun'un kızı, Nilüfer Hatun’un torunu, Yıldırım Bayezit’in kardeşi. Karaman’a gurbetten gelen gelinlerin en güzeliydi. Karamanoğlu Beyi Alâaddin Ali’yle evlendi. Üç çocuk dünyaya getirdi. İlk çocuğu beş yaşındayken öldü.Nefise Hatun Karaman sevdalısıydı. Karaman sevgisinin nişanesi, bir sanat şaheseri olan Hatuniye Medresesi’ni yaptırmasıdır. Nefise Hatun, medresenin bir ilim merkezi olması için masraftan kaçınmadı. Mekânı cennet olsun, bahçesinde güller açsın.Hatuniye, Karaman merkezde yıkılmadan günümüze kadar gelmiş tek medresedir. Yaklaşık 650 yaşındadır. Taç kapısında basık kemerli kapının üzerindeki üç satırlık sülüs yazılı kitabesine göre 783 Hicri, 1381-1382 Miladi yılında Sultan/ Melek Hatun tarafından yaptırılmış. Kitabede “Karamanoğlu Mahmud oğlu din ve dünyanın yücesi Halil zamanında Allah’ın desteği ile müminlerin yardımcısı olan Osman oğlu, Orhan oğlu Murad’ın kızı Sultan Hatun tarafından yapılması 783 senesinde emredildi” bilgisi yer alır.Kaynaklara ve kitabeye göre, Hatuniye Medresesi’nin mimarı Hoca Ahmet bin Numan’dır. Medresenin kuzeydoğu köşesindeki öğrenci odasının kapısının üzerinde tek satırlık “İlim tahsil etmek her Müslüman’ın boynunun borcudur” hadisi bulunur. Bu hadis medresenin işlevini gösteren belgedir. Hatuniye Medresesi Vakfiyesi maalesef kayıptır.Medrese, bazı yayınlarda “Nefise Sultan”, bazılarında ise “Melek Hatun” olarak adlandırılmış. Kitabe verileri dikkate alındığında “Sultan Hatun” bilgisine rastlanır. Ancak Karaman’da yaygın olarak “Hatuniye” olarak söylenir. Yapımında kesme taş, mermer ve devşirme malzeme kullanılmış.Hatuniye Medresesi’nin dönemsel ve sanatsal özelliklerini bir kenara bırakıp, başka konuya dikkat çekmek istiyorum. Medrese, taç kapı, dershane, türbe ve öğrenci odalarından oluşuyor. Medresenin taç kapısı ve iç mekanlarındaki bir çok çini ve bezemeler kaybolmuş. Taç kapının girişinde yer alan ve son restorasyonda kullanılmayan ayet yazılı mermer ve taş parçaları ve bazı çiniler Karaman Müzesi’nde koruma altına alınmış.Hatuniye Medresesi’nde Nefise Sultan başta olmak üzere bazı kişilerin türbesi olduğunu duydunuz mu? Nefise Sultan’ın türbesinin yer aldığı, onun ilim yuvası olması için yaptırdığı medresenin kıymetini bildik mi? Bilsek, bu halde tutar mıydık? Lokanta ve kıraathane olarak kullanır mıydık?Karaman Valisi Mehmet Fatih Çiçekli’nin ilk vaatlerinden biri Hatuniye Medresesi’nin, belediyeden Kültür ve Turizm Müdürlüğüne devrinin sağlanmasıydı. İlgili yerlere başvuru çoktan yapılmış olmalı.Hatuniye Medresesi’nin kullanımı için iki önerim olacak:
1-Medrese, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesine verilsin. Burası İlahiyat Fakültesi bünyesinde bir araştırma merkezi olarak kullanılsın. Böylece aslına uygun şekilde, ilim merkezi olarak işlevsel hale gelir. Nefise Sultan’ın kemikleri de sızlamamış olur.2-Medrese, yine üniversite bünyesinde olur ve kadın araştırmacılara, kadın araştırmalarına tahsis edilebilir. Bir tür pozitif ayrımcılık yapılması sağlanır.Özetle, Hatuniye Medresesi KMÜ’ye verilsin. Ya İlahiyat Fakültesi ya kadın araştırmaları merkezi olarak kullanılsın. Bunun önünde bir engel var mı?Ama önce türbe, bir Sultan’a yakışır hale getirilsin. Karaman’ın iki manevî annesi var. Biri Mevlâna’nın annesi Mümine Hatun, diğeri Nefise Sultan. Nefise Sultan’ın türbesi, Mümine Hatun’un türbesine benzesin. Ölülerine hürmeti olmayan toplumların dirilerine saygısı olur mu? Yahya Kemal Beyatlı ne güzel söylemiş:
Biz, ölülerimizle birlikte yaşarız!
1-Medrese, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesine verilsin. Burası İlahiyat Fakültesi bünyesinde bir araştırma merkezi olarak kullanılsın. Böylece aslına uygun şekilde, ilim merkezi olarak işlevsel hale gelir. Nefise Sultan’ın kemikleri de sızlamamış olur.2-Medrese, yine üniversite bünyesinde olur ve kadın araştırmacılara, kadın araştırmalarına tahsis edilebilir. Bir tür pozitif ayrımcılık yapılması sağlanır.Özetle, Hatuniye Medresesi KMÜ’ye verilsin. Ya İlahiyat Fakültesi ya kadın araştırmaları merkezi olarak kullanılsın. Bunun önünde bir engel var mı?Ama önce türbe, bir Sultan’a yakışır hale getirilsin. Karaman’ın iki manevî annesi var. Biri Mevlâna’nın annesi Mümine Hatun, diğeri Nefise Sultan. Nefise Sultan’ın türbesi, Mümine Hatun’un türbesine benzesin. Ölülerine hürmeti olmayan toplumların dirilerine saygısı olur mu? Yahya Kemal Beyatlı ne güzel söylemiş:
Biz, ölülerimizle birlikte yaşarız!