Cinn Suresi 19. Ayet;
"Ve ennehu lemmâ kâme ABDULLAHİ yedûhu kâdû yekûnûne aleyhi libedâ"
"ALLAH'IN KULU, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi."
ABDULLAHİ Hristolojik bir sıfat
Kim bu?
Mesihin sıfatlarından biri.
Bu anlamda
Meryem Suresi 30. Ayet;
"Kâle innî abdullâhi, âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ"
"Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı."
Bebek İsa ne diyor beşikte (bu ayet 5. yüzyılda yazılan İsa'nın bebeklik incilinden alınmış)
Kale inni ABDULLAHİ yani ben Allah'ın bir kuluyum. Arap Hristiyanların İsa için kullandığı bir sıfat. Muhammed'in siyerinde babasının adının ABDULLAH olduğunu unutmayalım.
Neydi hatırlayalım "Muhammeden Âbduhu ve Resuluhu." Müslümanlar bu kelimeyi şu anda "Muhammed onun kulu ve Peygamberidir" olarak okuyorlar doğrusu "Allah'ın kulu ve elçisi övülmeye değerdir"
Bu ifade şekli;
Mezmurlar 118/26
"Kutsansın RAB’bin adıyla gelen"
Matta incili 21/9
"Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun"
Ayetinden alınmıştır. Yani "mubarakun al-ati bismi’r-rabbi", "mübarektir gelecek Rabbin adıyla"
Saff Suresi 6. Ayet;
"Ve iz kâle îsebnu meryeme yâ benî isrâîle innî resûlullâhi ileykum musaddikan li mâ beyne yedeyye minet tevrâti ve mubeşşiren bi resûlin ye’tî min bagdîsmuhû AHMED, fe lemmâ câehum bil beyyinâti kâlû hâzâ sihrun mubîn"
"Meryem oğlu İsa: 'Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan, benden sonra gelecek ve adı AHMET olacak bir peygamberi müjdeleyen, Allah'ın size gönderilmiş bir peygamberiyim' demişti. Ama o elçi, kendilerine belgelerle geldiği zaman: 'Bu, apaçık bir sihirdir' demişlerdi."
Arap Hristiyanların Yuhanna İncilindeki Paraklit'e παράκλητος şefaatçi/yardımcı AHMET dediği ve mesih olarak düşündükleri burada da gayet açık bir şekilde görülüyor.
Bu konuda 14. yüzyılda yaşamış ve az bilinen ibn Habib el Halebi'nin en-Necmü’ŝ-saķıb fî eşrefi’l-menaķıb adlı bir eseri vardır. Çok ilginç bir eser olup Muhammed'in sıfatlarını anlatır.
Kanaatime göre 7. yy’da Hicaz’da faaliyet gösteren mesih İncil'deki Paraklit yani şefaatçi/yardımcı kelimesini kendisine referans almış. Bu noktada kendisini Ahmed olarak tanıtmış olması olasılıklı, çok övülen anlamında da kullanmış olabilir. İlk Muhammed öyküsü yazılırken İbn Hişam, İbn İshak'tan nakille aktarmış. İhtimal olarak ikisinden biri Ahmed tabirini kullandı ve Paraklit ile özdeşleştirdi. Tabii daha öncesini bilmek mümkün değil. Mesihin bu ismi kullanma ihtimali de dediğim gibi olasılıklı. Saff Suresi 6. ayet Muhammed öyküsü(Sire) ile beraber eklenmiş de olabilir.
Kur'an'da 4 yerde geçen Muhammed'in ise Yesrib ve civarındaki kabileleri Kudüs'e doğru sevketmek için kullanıldığı kesin. Çünkü Syriac Belgelerden 12.000 Yahudi savaşçının kendisine katıldığını biliyoruz.
O dönem ortada şimdiki resmi edisyon Kur'an olsaydı,
Maide Suresi 82. Ayet;
"İnananlara en şiddetli düşman olarak, insanlardan yahudileri ve Allah'a eş koşanları bulursun. Onlardan, inananlara sevgice en yakın 'Biz hıristiyanız' diyenleri bulursun. Bu, onların içinde bilginler ve rahibler bulunmasından ve büyüklük taslamamalarındandır."
Elinde bu ayeti bulunduran ve lanse eden hiç kimsenin peşinden Yahudiler gitmezdi.
İlginçtir, Yuhanna İncilinde geçen Paraklit'in Süryanice karşılığı "mnhmna" olup, bu sözcük özellikle Filistin bölgesinde Hristiyanların ayinlerde okudukları ve içinde ilahi ve duaların bulunduğu Aramice kitapçıktaki Paraklit ile hemen hemen aynıdır.
Üzerinde durmamız gereken bir diğer husus Muhammed ismi İslamiyet öncesine hiç kullanılmış mıdır?
Araplar çocuklarına böyle bir isim hiç vermemişler. Palmira yazıtlarında 2. yüzyıldan kalma bir kitabe'de geçen "θαιμοάμεδος" sözcüğünün tamlayanı olan θαιμοαμεδου sözcüğü "teym muhammed" olarak yorumlanabilirse de kitabenin Hristiyan yorumuyla bu sözcüğü "mu-ammed-i" yani "vaftiz edilen" anlamında olduğunu değerlendirmek daha makul olacaktır. Bu da bu sözcüğün Hristiyan kökenli olduğunu bize gösterir.