Ezanla birlikte minaredeki ışıklar yanar, bütün gün özenle hazırlanmış yemekler iftar sofrasında mutlaka konuklarla paylaşılır, televizyon olmadığı için uzun sohbetlerle sürerdi Ramazan geceleri...
Radyo programları yanı sıra rulo bantlı teypten müzik dinler, okey oynar gecenin ilerleyen saatlerinde kendimizi uykuya atardık. Oruç tutmadığımız halde, sahura kalkmak ve ardından pembeye çalan tan vaktinde güneşin doğuşunu izlemek Ramazan sabahlarını diğer sabahlardan ayırırdı...
Çocuktuk, ama insanları bir araya getirerek, paylaştırarak çoğaltan Ramazan ayının ayrıcalığının farkındaydık. Çocukluğumun Ramazan günleri kısa kış günlerine denk geliyordu. Erken inen akşamlar ve bir anda karanlığa gömülen sokakların sessiz ve tenhalığına karşın, ışıklı pencerelerden süzülen sıcaklık güvenle dolduruyordu içimizi. Ramazan ayı boyunca adeta bir arınış başlardı. Tuhaf bir sakinlik, alçak perdeden konuşmalar, günahtan korkma, davranışlara çekidüzen veriş daha bir özen fark edilirdi. Az önce bir davulcu geçti sokağımızdan...
Dinledim, şimdiki davulcu da önceki davulcu gibi değil. Sahur da çalınan davulun sesi derinden gelirdi, davulcu da güzel sesiyle maniler seslendirirdi. Meğersem en farklı Ramazan ayı ve en güzeli çocukluğumda yaşanırmış...
Pek çok ülkede yaşayan Müslümanların Ramazan ayı çerçevesinde yapılan etkinlikleri olmadığını fark ettim. Bizim Ülkemizde Ramazan ayı boyunca bir şölen havasında geçerdi. Annelerimiz bu Ramazan ayı boyunca sürekli yemek hazırlarken hiç mi şikayet etmezlerdi, hiç mi yorulmazlardı. Sürekli konuklarını güler yüzle karşılayan, evi çekip çeviren, bayram dolayısıyla evinde hazırlıklar yapıp misafirleri ağırlayan Annelerimiz...
Bizler o zamanlar anamızın babamızın oturaklı, söz dinleyen evlatlarıydık. Annelerimizin yeri bir başkaydı elbette. Yediğimiz içtiğimiz, giydiğimiz her şey onların ellerinden çıkıyordu. ELLERİ ÖPÜLESİCE ANNELERİMİZ...
Ramazanlar onların sayesinde unutulmaz oldu hafızamızda. Dostluklar, paylaşımlar bir başka güzeldi. Şimdilerde röportaj için çarşıya çıkan bir gazeteci; vatandaşın birisini kenara çekip şu soruyu soruyor: ” Ramazan ayı sizin için nasıl geçiyor?” Gazetecinin aldığı cevap: " Hiç tadı yok be evladım, NERDE.... O ESKİ RAMAZANLAR