Karaman’da yaşanan 29 kişilik işçi alımı süreci, kamu vicdanında derin yaralar açtı. Önce noter huzurunda kura ile yapılacağı duyurulan alımlar, hiçbir isim kamuoyuna açıklanmadan iptal edildi. Ardından, sessiz sedasız yeniden yapılan mülakatlarla birçok AK Parti üyesi veya yakınının işe alındığı iddiaları ortaya atıldı. Tepkiler gecikmedi; ancak bu tepkiler geç geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi Karaman İl Genel Meclisi üyeleri neredeydi? Süreç yaşanırken bir tek açıklama yapmayan, sessiz kalan muhalefet neden bugün konuşuyor? Milletvekili İsmail Atakan Ünver’in yaptığı açıklama doğru, evet… Ama sorulması gereken şey, bu açıklamanın neden bu kadar geciktiğidir. Alımlar tamamlandıktan, haberler ulusal basına yansıdıktan sonra gelen tepkilerin samimiyeti sorgulanmalıdır.
Karaman halkı haklı olarak soruyor: “Siz bu şehirde değil miydiniz? Bu isimlerden hiç mi haberiniz olmadı? Sizin orada seçilmiş genel meclis üyeleriniz yok mu? Onların bu alımdan haberi yok mu? Başka hesaplar mı vardı? Olaylar ayyuka çıkmadan önce neden sustunuz?” Bu şehirde binlerce genç, alın teriyle bir iş umudu taşırken, siyaset eliyle şekillenen bu alım süreci insanlarla adeta alay etmeye dönüştü. Ve bu ayıbın sorumluluğu sadece iktidara değil, sessiz kalan muhalefete de aittir.
AK Parti Karaman İl Başkanlığı ise “liyakat” açıklamalarıyla kamuoyuna güven vermeye çalışırken, alınan isimlerin kimler olduğu ortada. Liyakat gerçekten var mıydı? Yoksa kamu kurumları birer siyasi kadro aktarma merkezi mi oldu? Bu sorular cevapsız.
Bu halk artık kime güvenecek? Hangi partiye, hangi temsilciye inanacak?
Karaman’da yaşanan bu skandal, sadece işçi alımı değil, bir zihniyet sorunudur. Şeffaflık, eşitlik, adalet gibi kavramlar seçim bildirgelerinde değil, gerçek hayatta uygulanmak içindir. Bu şehirde herkes konuşmadan önce değil, zamanında konuşmak zorundadır.
Çünkü insanlar artık adalet istiyor. Çünkü bu halkın sabrı tükendi.
Bu sebeple Karaman Valiliği ve İl Özel İdaresi derhal kamuoyunu aydınlatacak, net ve şeffaf bir açıklama yapmak zorundadır. Aksi halde bu sessizlik, iddiaları güçlendirmeye ve halkın devlete olan güvenini daha da zedelemeye devam edecek