Her yıl Ocak ayı, çalışanların maaş ve ücretlerinin belirlendiği aydır. Kimi işçi, kimi memur. Ya ücretleri belirlenmiyen gündelikli çalışanlar sırtlarında eşya taşıma sepeti olan (hamal) emekçiler. Hiç çalışacak işi ve imkanı olmıyan boynu bökük insanlar ve dilenme zorunda kalanlar. Asgari ücretle çalışan işçi ve emekçilerimizin maaş ve ücretlerini devlet, işçi ve işveren temsilcileri bir araya gelerek belirlenir. Memur ve memur emeklilerinin maaş ve ücretlerini de yetkili memur sendikasının temsilcileri ile hükümet temsilcileri bir araya gelerek belirlerler. Maaş ve ücret zamını belirlerken, dünya ekonomisi ve ülkemiz ekonomisi dikkate alınarak belirlenir. Devlette çalışan tüm işçi ve memurlar, buraya kadar olanı bilirler. Ancak, kimsenin bilmediği ve hiç te bilmiyeceği bir kesim var ki, onların hali yürek yakıyor. Memur ve emeklilerin maaşlarına % 30 zam yapılınca bazı memur ve emekliler memnun olmadıklarını yüksek sesle ifade edince, onları dinliyen (M.E.Ekinci), Diyarbakır Bağlar ilçesinde Kuruçeşme mevkiinde oturdukları mekanın karşısında köşe başında çekçek arabası ile iş bekliyen alın teri ile hamallık yapıp evine ekmek götürmek için bu kış günü kaldırımda tir tir titreryenleri göstererek" Kimse bunların maaşını veya ücretinin ne olacağını düşünmüyor."??? Diyor. Bu garibanlar akşama kadar sırtları ile veya bilek gücü ile kazandıkları bir kaç kuruşla akşam karanlığı çökünce evlerinin yolunu tutarken, fırında aldıkları ekmekle çocuklarını memnun etmek , onlar için dünyalara değer.Bu adamların gün boyunca aldıkları paranın azı veya çoğunda kimsenin haberi yoktur. Bir de akşama kadar inşaatlarda çalışan gündelikçi inşaat işçileri, bir de yıl boyunca çay, pamuk ve fındık tarla ve bahçelerinde çalışan gündelikçi işçiler, sosyal güvencesi olmayan emekçilerin halini kim bilir.??? Çoluk çocukları ile bir yıl boyunca aldıkları o bir kaç kuruşla hayatlarını idame ediyorlar. Vergisini Bağ-Kur'unu ödeyemeyen, siftah etmeden evine giden binlerce esnaf var. Hani biz" Komşusu aç iken , kendisi tok yatan bizden değildir." Kültür ve inancın mensupları idik. Bize ne oldu???!!! Her ay bankaya gididip kart ile parasını alıp kaloriferli, doğal gazlı evine giderken. Kenar mahalede kirada oturan veya gecekonduda yaşıyanların sobaları var ama odunları olmayanları ne zaman düşüneceğiz. Onlarla ne zaman toplu sözleşme imzalıyacağız.??!! Yapılan maaş zamlarını az bulup isyan bayrağını alıp ortalığa düşenler; samimi iseler gelin bu ülkede yaşıyan 85 milyon insan tüm gelirlerimizi bir havuzda toplıyalım, sonra eşit şekilde paylaşalım. Samimi iseniz siz de gelin. Çalıştığı işyerine uğramadan orda burda gününü gün eden, sadece bankamatiğe uğrayan, devletten ayda 30-40-50... 100 bin Tl. maaş artı döner sermeyeden pay, ordan burdan paylar, gelirler elde edip te, yüksek gelirine rağmen onun bunun sırtından geçinenleri de görüyoruz. Bu da bir gerçek.
Resmi rakamlara göre yüzde 64 dense de gerçek enflasyonun yüzde yüzün üzerinde olduğunu kimse inkar edemez. Harçlara ve vergilere yüzde 122 zam gelmiş. Bu %30'luk zam bugünkü piyasa koşullarında elbette bazı memur ve emekliler için yeterli değildir. Asgari ücretle çalışanların maaş zamı açıklanırken, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Asgari ücreti belirlerken önümüzdeki yıla dair enflasyon öngörümüzü destekleyecek yaklaşımı benimsedik. Beklenmedik tabloyla karşılaşırsak geçen yıl gibi yine bir ara düzenleme yapmaktan kaçınmayız" dedi. Aynı taahhüddün memur ve emekli maaşları için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Bazı kesimlere seyanen ek zam verilmesini beklemek tabiidir. Ve beklenmelidir. Bütün bunlar beklenirken de diğer sosyal kesimlerde göz ardı edilmemelidir.